Toshiba’nın PC BtoB bölümünden kuantum kriptografisi ve bunun iş dünyası üzerindeki etkisi ile ilgili açıklamalarda bulunuldu.
Kuantum hesaplamanın gelişi, sürekli artan bir güvenlik tehdidiyle mücadele etmek için son derece gelişmiş koruma yöntemlerinin kullanılmasını gerektiriyor. Kuantum kriptografisinin devreye girdiği yerde tam burası oluyor. Küresel Endüstri Analistleri, kuantum genel pazarının 2024 yılına kadar 2 milyar dolara ulaşacağını tahmin ediyor. Bu büyüme, öncelikle güvenli çevrimiçi veri iletimi için sürekli değişen ihtiyaçlardan kaynaklanmaktadır.
Nesnelerin İnterneti’nin (IoT) sürekli büyümesiyle birlikte, çok sayıda akıllı cihaz ve çevre birimi buluta bağlanıyor. Cisco, 2020’de 14,1 zetta bayt verinin bulutta depolanacağını, 2015’te ise yalnızca 3,9 zetta bayt olduğunu tahmin ediyor.
Bu büyük miktarda verinin bulut üzerinde önemli bir baskı oluşturmasıyla birlikte, 5G’nin yakın zamanda gelişi, rahatlama için umut veriyor. Yine de paradoksal olarak bulut büyümesinin bir itici gücü; vaat edilen hız mobil veri ve IoT kullanımını yeni zirvelere taşıyacağından 2022’ye kadar yaklaşık yarım milyar abonelik olacak. Bu nedenle IDC, 2021 yılına kadar bu büyük miktarda veriye ayak uydurmak amacıyla küresel IoT harcamalarının 1,4 milyar dolara ulaşacağını tahmin ediyor.
Bu kadar çok veriyle, şifreleme en popüler siber güvenlik koruma türlerinden biridir: Genellikle daha hassas içeriğe rağmen, mobil cihaz verilerinin % 80’inden fazlası, şirket verilerinin kendisinden çok daha yüksek bir yüzdeyle şifrelenir. Tüm bu veriler özellikle işletmelerde siber güvenlik eksik olduğunda, ister bulutta ister ilgili cihazlarda olsun, potansiyel bilgisayar korsanları için bir hedefi temsil eder.